Yaradıcımız ve yaşatıcımız olan Allah’ımıza hamd sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa SAV’e selat ve selam olsun
Resûlullah’ın (s.a.v) haklarında, “Ashâbım yıldızlar gibidir, hangisine tabi olursanız hidayete erişirsiniz.” buyurdukları Sahabilerin her birinin hayatı bizler için ibret ve örneklerle dolu dur.
Şan, şöhret ve zenginliği elinin tersi ile itip sefalet , eza ve cefaya talip olan Mus’ab bin Umeyr de bunlardan biri.
Mü’minler den öyle yiğitler vardır ki Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı vardır ki verdikleri sözü yerine getirmiştir. (Şehit olmuştur) Bir kısmı da (Şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir. Ahzab 23
Mus’ab bin ümeyr bu ayeti celilenin manasına mazhar olanlardan. Allaha verdiği sözde sadık kalıp şehadet şerbetini içenlerden. “Bundan daha önemlisi” 18 yaşında bir gencin elinin tersi le ittikleri ve zora talip olması ve neticesinde karşılığını alması.
Günümüz gençliğinin genç nesillerimizi yetiştiren öğretmenlerimizin mutlaka araştırmaları gereken bir sahabi ; neticesinde gençlerimiz öğretmenlerimiz Din adamlarımız kısacası hepimiz hayatlarımızı Hz Mus’ab’ın Hayatından Örneklerle süslemeliyiz.
İslam’ın ilk yıllarında Müslüman olup önce Habeşistan’a ardından da medine ye ilk hicret eden sahabilerden bir. İslam la şereflenmeden evvel Mekke nin en sevilen simalarından biri idi musab. Anne ve baba tarafından iki taraflı zengindi. Annesi onu çalıştırmıyor ticaret da hi yaptırmıyor Şam dan ona özel kumaşlar, giyişiler, kokular getirterek Mekke de gününü gün etmesi sağlıyor, yürüyüşü güzelliği ve “caka” atması ile övünüyordu. Mus’ab da bu zenginlik ve güzellik karşısında Mekke ye adeta rol modellik yapıyor geziyor tozuyor her türlü zevk ve sefayı sürüyor du.
Mus’ab bir gün bir eğlencede iken kendisi gibi gençlerin toplandığı Darul Erkam ın evinden haber dar oluyor ve oradan gelen Tevhid sesine kulak vererek oraya gitmeye karar veriyor du. Bir gece yatağından kalkarak gizlice Erkam’ın evine giden Mus’ab ASV efendimize bana İslam’ı öğretir misin der. Orada bulunan herkes şoktadır. Çünkü mus’ab Mekke nin en zengin ailesinin oğlu ve en son Müslüman olması düşünülen birisi idi. Mus’ab ın Peygamberimize bana İslam’ı anlat demesi Erkamın evinde büyük bir sevince sebep olmuştu.
18 yaşında bütün dünya lezzetlerini, zenginliğin ve güzelliğinin ona verdiği bütün imkanları elinin tersi ile itip zora talip olan bu genç artık Müslümandı. Her gece gizlice Erkamın evine geliyor peygamberimizle görüşüyor ve sabaha karşı gizlice yine evine dönüyordu. Günlerden bir gün Osman bin Talha onu namaz kılarken görür ve derhal Annesine koşarak Mus’ab artık Muhammed in dinine girmiş der. Bunları duyan annesi çılgına döner. Mus’ab ı tekrar putlara tapınmaya davet eder ve İslam dan vaz geçirmeye çalışır. Ne kadar uğraş verse de fayda vermez. Annesi Mus’ab ı İslam dan dönmeye davet ettikçe oda annesini hiçbir fayda sağlayamayacak olan putlara tapınmaktan vazgeçip Tevhid dinine dönmesini ister. Bütün uğraşlarına rağmen Mus’ab’ın “ Allah birdir Hz Muhammed onun Elçisidir sözünü tekrarlaması üzerine çılgına dönen anne oğlunu hapsettirir ve günlerce kırbaçlattırır.
Mus’ab için artık çile dönemi başlamıştır. Bütün işkencelere karşı dininden taviz vermeyen mus’ab müşriklerin eziyetlerine dayanamayan diğer Müslümanlarla beraber Habeşistan’a hicret etti.
Bir süre Habeşistan da kalan mus’ab daha sonra Mekke ye döndü. Hz Ali RA bir gün Peygamberimizle otururken Mus’ab geldi. Üzerinde yırtık elbiseler vardı. Önceki zenginliğini dini uğruna terk eden Mus’ab ı gören peygamberimizin gözlerinin yaşala dolduğuna şahidim buyurmuşlardır.
Evini, şaşalı hayatını, zenginliğini, Anne ve Babasını Resülüllah SAV uğruna feda eden bu genç peygamberimizin övgüsünü kazanarak İslam’ın Medine de ki ilk tebliğcisi olma şerefine nail olmuştur. Birinci Akabe Biatı’nın ardından Medine’de İslam süratle yayılmaya başlayınca, buradaki yeni Müslümanlar, Hz. Peygamber’den SAV den, İslam’ı kendilerine öğretecek öğretmenler göndermesini istediler. İlk Öğretmen Mus’ab bin Umeyr oldu. Medine’ye gidip Es’ad bin Zürâre’nin evine yerleşen bu fedakârlık timsali sahabi, burayı medrese olarak kullanıyor ve buraya gelenler islam la şerefleniyordu.
Her geçen gün sayıları artan Müslümanlar Medine de Cuma namazı kılmak istediler. Peygamberimizden izin alınması üzerine Mus’ab bin Umeyr imamlığında Sa’d bin Haysemenin evinde ilk Cuma namazı kılındı.
Allah azze ve celle mus’ab ın hayatından hatıralarla hayatımıza yön verebilmeyi nasıp eylesin.
“18 YAŞINDA BIR YILDIZ MUS’AB BİN UMEYR” adlı yazımıza gelecek hafta devam etmek umudu ile