GÜNCEL
Giriş Tarihi : 01-01-2024 14:15   Güncelleme : 01-01-2024 14:43

Rize’de Mekke’nin Fethi Kutlandı

Anadolu Gençlik Derneği Milli Gençlik vakfı tarafından Rize’de Mekke’nin Fethi ve Kudüs gecesi etkinliği düzenlendi.

                                     Rize’de Mekke’nin Fethi Kutlandı

AGD/MGV tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlene Mekke’nin Fethi Programı bu yıl Gazze’de yaşanan insanlık katliamı nedeni ile Mekke’nin Fethi ve Kudüs gecesi olarak tertip edildi. İsmail Kahraman Kültür Merkezinde gerçekleştirilen Programa çok sayıda vatandaş katıldı.

Çocukların etkinlikleri, ilahiler, kasideler, Kur’an ziyafeti ve Konferans şeklinde gerçekleştirilen programda salonun coşkusu dikkatlerden kaçmadı.

Program AGD/MGV Rize İl Başkanı Ali KALENDER in açılış konuşması ile başladı.

KALENDER konuşmasında şu ifadelere yer verdi. ‘’Anadolu Gençlik Derneği Milli Gençlik Vakfımız sevgi ve kardeşliği temel alan ahlak ve maneviyat düsturu ile çalışmalarını gerçekleştiren, toplumun ifsadını değil ihya ve inşasını tesis etmek amacı ile Allah rızasını gözeten bir nesil yetiştirme gayretinde olan müstesna bir kuruluş dur.

 Anadolu gençlik Derneği mensupları olarak bizler iyinin, doğrunun, güzelin, faydalının ve adil olanın yer yüzünde hakim olması mücadelesinde aynı inancı paylaşan her renkten ve ırktan herkesi kardeş bilirken, hangi renk ve ırktan olursa olsun tüm mazlumların yanında olmayı kendimize görev addediyoruz.

Zulüm ve baskıya dayanan siyasi anlayışları, vicdanları karartacak boyutlara ulaşan eğlence tutkusunu, sömürüye dayanan zenginliği, ahlaki değerlerden yoksun bilimi, paylaşmayı zarar kabul eden iktisadi tavırları, insanları önemsemeyen teknolojiyi, haksızlıklar karşısında ses çıkarmayan Din anlayışını toplumun çürümesinde ve yok oluşunda en etkili faktörler olarak görüyoruz.’’

İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırıma dikkat çeken KALENDER ‘’ Siyonizm’in yeryüzüne yaydığı fesadın onların gücünden ileri gelmediğini Müslümanların irade zafiyeti ve parçalanmışlığından kaynaklandığını ifade etti.

AGD/MGV nin her yıl 31 Aralıkta Mekke’nin fethini kutladığını bu yıl Gazze’de devam eden direnişe destek olmak ve orada direnen yiğitlerin yanında olduğumuzu göstermek amacı ile Mekke’nin Fethi ve Kudüs gecesi olarak kutluyoruz dedi.  Allaha isyanın arşa yükseldiği, Hıristiyan toplumunu aratmayacak şekilde Noel kutlamalarının yapıldığı bu gece Muhammedi bir duruş sergileyerek bu solonu hınca hınç doldurdunuz hepinize teşekkür ediyorum dedi. Ardından çalışmaları ile ilgili bilgi vererek konuşmasını tamamladı.

Programa çocuklar ezgiler ve ilahilerle renk katarken, Sahil Camii İmam Hatibi Mustafa YILAMZ, Zavendikli Mustafa YILDIZ hoca efendi Kopuzlar Kuran Kursu Hocaları Mustafa TÜRÜT ve Yakup TAŞGIT, Güneysu Merkez K.K hocası Kemal TOSUN okudukları Kuran tilavetleri ve Samsun Çakırlar Mah. Merk. Camii İmam Hatibi Bilal Habeşi Yılmaz kasideleri ile gönülleri hoş etti.

Mekke’nin Fethi konulu sunumunu gerçekleştiren RTEÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Adem SADOĞLU konuşmasında Gazze’de yaşanan olayları ve İşgal ile Fetih arasındaki farka dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi.

Bugün, Emperyalist güçler hem kendi ülkelerinde hem de sömürdükleri birçok ülkede insanları farklı şekillerde uyutup uyuşturarak kitleleri duyarsızlaştırmakta ve hakikati örtmeye çalışmaktadır. Dünyanın birçok yerinde insanlar savaşların ve çatışmaların gölgesinde yaşam mücadelesi verirken, küresel emperyalizm eğlence sektörünün renkli ışıklarıyla geniş kitlelerin gözlerini boyayan kirli oyunlar oynamaktadır. Bu kitlesel göz boyama enstrümanlarından biri de hazırlıkları günler öncesinden başlayan yılbaşı gecesi eğlenceleridir.

Biz yılbaşı eğlencesi adı altında tüm dünya halklarına çirkinliklerin ve kötülüklerin dayatılmasına karşı tavır almanın gerekliliğine, doğruluğuna inanıyor ve dünyanın bir kısmında insanlar açlıkla ve zulümle mücadele ederken bir kısmında ise vicdanları karartacak boyutlara ulaşan sömürüye dayanan, ahlaki değerlerden yoksun tutum ve davranışları, paylaşımın, kardeşliğin, merhametin yok sayıldığı, Rabbimizin çizdiği sınırların aşıldığı bu eğlence anlayışını toptan reddediyoruz.

Bizler dünyanın neresinde olursa olsun bütün mazlum ve mağdurların yanında olma zorunluluğumuzu hem imani hem de insani bir vazife olarak görüyoruz.

İslam dini dili, dini, ırkı ne olursa olsun bütün insanlığa huzuru ve barışı getirebilecek yegâne nizamdır. İslam haricindeki her nizamın insanlığa verebileceği kaostur, kandır, gözyaşıdır.

İslam’ın fetihleri de, insanlık tarihi boyunca dünyaya huzur ve barış taşıyarak bir nizam oluşturmuştur.

Fetih nedir? Fetih açmak demektir. Kapıları, kilitleri, kilitli kalpleri açmak demektir.

Fetih, kalplerin ve kapıların tevhide açılmasıdır. Fetih, bütün sahte ilahlara “la ilahe” demektir. Fetih,  kula kullağa hayır diyerek zalim diktatörlere, zulüm getiren ideolojilere “hayır” diyerek yürekleri âlemlerin rabbiyle buluşturmaktır.

Fetih izzet ve şerefle bütün insanları tanıştırma mücahedesidir. Bu kutlu gayede karşısına çıkanlarla en güzel şekilde mücahede etmektir.

Allah’ın bir ismi de Fettah’tır. O, mazluma yardım elini uzatan, kullarının her türlü güçlük ve sıkıntılarını gideren ve kolaylaştırandır. Fettah, Hakk’a yönelen insanların kalbini imana açan, bütün zorlukları ortadan kaldıran, her işinde üstün gelen, kudretiyle kullarına fetihler nasip eden, fethin kapılarını Müslümanlara açan demektir.

Fetih işgal değildir. İşgal; sömürmek, talan etmek, köleleştirmek, tahakküm etmek, zenginlik kaynaklarına hâkim olmak için yapılır, fethin gayesi ise; imar etmektir, zulmün önüne geçmektir, zayıfların mallarını ve haklarını teminat altına almaktır.

Fetihle işgal arasındaki farkı görmek için yakın tarihte Bosna’da, Çeçenistan’da, Afganistan’da, Irak’ta, Eritre’de, Moro’da yaşananlara, halen Filistin’de, Keşmir’de, Doğu Türkistan’da yaşananlara bakmak yeterli olacaktır.

Bakınız 7 Ekim’den beri yaklaşık dört aydır Siyonist Yahudiler Kudüs’te katliam yapmaktadır. İşgal budur. İşgal çoluk çocuk yaşlı kadın demeden katletmek demektir. İşgal demek Siyonizm demektir.

Oysa Kudüs bizler için anadır, atadır, yardır, hasrettir. İlk kıbledir, Miraçtır Kudüs.

Elinde sapan olan çocukların, dilinde tek bir sözün “Allah’u Ekber!” nidalarının yankılandığı yerdir.

Kıymetli misafirlerimiz;

Kudüs bizim onurumuzdur. Çünkü Müslümanların ilk kıblesidir. İsra ve Miraç mucizesi gerçekleştiği yerdir. Kâbe’den sonra Allah’ın cc yeryüzündeki ikinci beytidir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) Mescid-i Aksa’da bütün peygamberlere namaz kıldırmıştır.  Allah’ın Rasulü buyurdu ki; “ Mescid-i Aksa’da kılınan bir namaz herhangi bir yerde kılınan ‘bin namaz’ hükmündedir.”

Kudüs halkı her geçen gün işgalci Siyonist İsrail tarafından bilinçli bir şekilde yoksullaştırılmaktadır. Kudüs’ün İslami kimliği yok edilerek yahudileştirilmek istenmektedir. Kudüs’te her gün insan hakları ayaklar altına alınmakta, dünyanın gözü önünde her gün sokak ortasında yargısız infaz yapılmaktadır. Kudüs, ne zaman Müslümanlar tarafından yönetilse dünyaya huzur hâkim olmuştur. Şunu unutmamamız gerekir ki Kudüs kurtulursa Dünya kurtulur.

Vaktiyle bir marangoz Mescid-i Aksa için minber yapmış. Herkes sormuş ‘bunu yaptın ama orası işgal altında kim götürecek’ diye. O da şöyle demiş ‘Benim elimden gelen minber yapmaktı, bende yaptım. Selahaddin’i Eyyubi’nin yaşı o sıralar çok küçüktü. Bu konuşmaya şahit olunca ben koyacağım bu minberi der. O Selahaddin büyür, Kudüs’ü fetheder, o minberi koyar.

Ey Müslüman! Öğretmensen Selahaddin’i öğretmek senin görevin. Anneysen, Selahaddin’i yetiştirmek senin görevin. Öğrenciysen, Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı gündemden düşürmemek senin görevin.

Bakınız Cenab-ı hak Ali-İmran suresi 104. Ayeti kerimede şöyle buyurmaktadır: “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.”

“Toptan Allah’ın ipine sımsıkı sarılınız, tefrikaya düşmeyiniz!” (Ali-İmran, 103)

“Ey iman edenler! Bir düşman birliği ile çatıştığınız vakit sebat ediniz ve Allah’ı çokça anınız ki zafer sizin olsun. Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinize düşmeyin, sonra zayıflarsınız ve zaferi elden kaçırırsınız. Sabredin, kuşkusuz Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal 45-46)

Kıymetli kardeşlerim

Bizlere düşen ümmet olmaktır. Bu bilinçle yaşamak ve ümmet bilincini her daim diri tutmaktır. Konuşmamızın başında Fetih ve işgal ayrımından bahsetmiştik.

Bakınız!

İslam’ın Medine Dönemi’nde adına gazve denilen bizzat Peygamberimizin komutanlığındaki askeri hareketlerde ve adına seriye denilen, Efendimizin (sas) bizzat bulunmadığı yaklaşık 80 civarındaki askeri hareketlerde her iki taraftan kaybedilen insan sayısı en abartılı rakamlara göre toplamda 1200’ ü geçmemektedir. Çünkü Müslümanlar öldürmek için değil hayat vermek için mücadele ederler.

Irkçı emperyalizmin tertiplediği işgallerde ise birkaç dakikada binlerce insan ölmektedir. Hiroşima’da, Nagazaki’de olanlar unutulmuş değildir. Bosna’da ki soykırım unutulmuş değildir. Cezayir’deki soykırım unutulmuş değildir. Irak’ta öldürülen bir buçuk milyon insan unutulmuş değildir. Bugün yaklaşık dört ayda Aksa Tufanı ile birlikte başlayan mücadelede Siyonist İsrail çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 20.000 üzerinde insanı katletmiştir.

Mekke’nin Fethinin İnsanlığa verdiği mesajları aktaran SADOĞLU İçselleştirdiğimiz değerlerin yeryüzündeki tüm insanların hem birbirleriyle hem de evrenin var oluş gayesiyle barışık yaşamasının yegâne teminatı olduğuna bizim inancımız tamdır. Yardımlaşmayı ve paylaşmayı karakter edinmiş,  verdikleri sözde duran; her türlü sıkıntılı durumda bile direnip sabreden; kendinin ve yakınlarının aleyhine olsa bile adaleti gözeten bir neslin inşası için çalışmalıyız. 

Bu duygu ve düşüncelerle Programımıza katıldığınız için, bu gecede burada bulunarak bir tavrı en güzel şekilde ifade ettiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum.

Gecemiz hayırlara vesile olsun diyerek sözlerini tamamladı.

Ardından AGD/MGV nin Aralık ayı içerisinde Liseler düzeyinde gerçekleştirdiği Siyer-i Nebi yarışmasında derce ye giren öğrenciler açıklanıp ödülleri verildi. Güneysu İlçe Müftüsü Hasan Faruk Satıcı nın yaptığı dua ile program son buldu.

AdminAdmin